12 Aralık 2010 Pazar

ÇILGIN DERSHANE KAMPTA

İzlemeyi hiçbir zaman düşünmedim. Ama ikincisinin çekilmiş olması mutluluk vericidir. Şöyle ki:

Eskiden SİYASET MEYDANI ve muadili programlarda dahi sıklıkla tartışılırdı, Türk sinemasının nereye gittiği. Konunun bu olduğu tartışma programları pek siyaset temalı olmadıklarından sabahın ilk ışıklarına kadar sürmezdi. Zaten seyredilme amacı OKAN BAYÜLGEN, YILMAZ ERDOĞAN (sevenleri için), PELİN BATU (güzel kontenjanından), MUSTAFA ALTIOKLAR (nefret edenleri için) ve hatta o dönem filmlerinde sıklıkla karşımıza çıkan bir iki tane RUS (Rus kontenjanından) gibi isimlerin programa konuk olmasıydı. Türk sinemasının nereye gittiğini oturup kameralar önünde tartışan bütün ünlü yönetmenlerin ve oyuncuların söylediği tek şey, Türk sinemasının darboğazda olduğu, sinemada gişe yapamadıkları, film şirketlerinin sponsor bulmakta çok zorlandıkları, kısaca üç kuruşa yılda iki tane filmi anca çekebildikleriydi. Daha sonra yavaş yavaş canlanan Türk sineması, kendi halkının da ilgisini çekmeye başladı. Çoğumuz önyargılarımızdan kurtulup Türk filmlerine gitmeye başladık. İçlerinde "olmuş, hayret" dediklerimiz de var, yerin dibine soktuklarımız da var..
Hollywood sinemasında ÇILGIN DERSHANE ayarı filmleri sıklıkla görüyorsunuz ve gördüğünüz yerde de bu filmlere "olm adamların parası bol, nereye harcayacaklarını bilemiyolar, böyle bok gibi filmler çekiyorlar" diyorsunuz. Ben de diyorum,ne yalan söyleyeyim.
Bir filmin ikincisinin çekilmesinde yönetmenin intihar eğilimli bir insan olmasının yanında, arz talep durumu da söz konusudur. bugün ÇILGIN DERHANE, MASKELİ BEŞLER ORDA BURDA, HABABAM SINIFI GİİŞİNİZ OLSUN DÖNÜŞÜNÜZ OLMASIN İNŞALLAH..vs gibi filmlerden birinin afişi inmeden diğeri çekiliyor.
Bundan da şu sonucu çıkartmak istiyorum ki, Türk sineması, artık böyle filmler çekecek kadar zengin olmuştur, Türk sineması kalkınmaya başlamıştır..Hiçbir yönetmen, hiçbir oyuncu televizyona çıkıp artık ağlamayacaktır. Yaşasın!
(08.01.2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder