16 Ekim 2011 Pazar

PEÇETEDEN NOTLAR - 2

2008 kışı - yine Taksim'de bir yerler..

K - Sen hiç Manhattan'a gittin mi?
E - Evet, bir dönem bulunmuşluğum var.
K - Sevdin mi?
E - Evet güzeldi. Kalabalık, soğuk,bir sürü güzel bina, bir sürü ses..canlıydı en azından. İstanbul'u hatırlatmıştı.
K - Dünyanın hiç bir yeri İstanbul'dan daha güzel olmamalı. Buradan gitmek istemiyorum.
E - Öyle bir yer olduğunu sanmıyorum. Bir insan İstanbul'dan gidecekse ya bir gün dönmek için ya da gittiği yerde ölmek için gitmeli.
K - Gidelim ama geri dönelim. Bana bir buçuk sene ver. Sonra sen kaydını oraya al, Amerika'da sinema oku..ben de master yapayım.
E - Kulağa güzel geliyor. Bir buçuk sene de uzun sayılmaz. Tamam yapalım bunu.
K - Tamam. Amerika şart değil. Ülkeyi sen seç. Türkiye dışında her yerde master yaparım nasılsa. Seninle de her yere gelirim.
E - Ben bir buçuk seneye kadar dışarda iş bulurum nasılsa. Sen de okulunu bitir. Then off we go.
K - Ben part-time bir iş bulabilirim belki. Üst katlarda küçük bir daire tutarız. Fazla eşyaya gerek yok. Çift kişilik bir yatak, bir de müzik dinleyebileceğimiz herhangi bir alet yeter bana.
E - Evin içinde sen de varsan bunlar gayet yeterli evet. Gece gece ne güzel düşündün böyle sen. Geri kalan yerleriniz bir yana, aklınıza daha bir hastayım bayan.
(gülüşmeler)
K - Ya buna çırpınmak deniyor. Benim her şeye hevesim var, ama hiç bir şeye cesaretim yok. O cesareti ve gücü senden alma niyetindeyim. Ama heves istersen yardımcı olurum.
E - Hepsini alıyorum o halde, karşılığında istediğin kadar cesaret, gaz.. he bir desalakça iyimserlik verebilirim. Şahane ego şişiririm!
(gülüşmeler)
K - Ooo tamam. Come fly with me let's fly let's fly away...
E - Uçucaz uçmasına bebeğim ama şimdi iniş zamanı. Hadi kalkalım artık.
K - Tamam şunu bitireyim....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder